Dinen Nikah Nedir Nikahın Hükmü Nedir?
NİKÂH ve HÜKÜMLERİ
''Bir kadınla sadece güzelliği sebebiyle evlenmeyin; güzelliği onu şımartıp kötü duruma düşürebilir. Bir kadınla malı için de evlenmeyin; malı onu azdırabilir. Bir kadın ile ancak dinine bağlı güzel ahlâk sahibi olduğu için evlenin.''
Hadis: İbn Mâce, Nikâh, 6; Taberânî, el-Kebîr, 18/38-39; Bezzâr, Müsned, nr.1405, Heysemî, ez-Zevâid, 4/255.
''Dindarlığından ve güvenilir olduğundan emin olduğunuz bir erkek (evlenmek için) size geldiğinde onu evlendirin. Eğer böyle yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve büyük bir fesat ortaya çıkar.''
Hadis: Tirmizî, Nikâh, 3; İbn Mâce, Nikâh, 46.
NİKÂH Nikâh Nedir?
Nikâh, helâl ile haramı birbirinden ayıran kutsal bir akidtir.
Nikâh, kadın ile erkeği birbirine helâl eden bir işlemdir.
Nikâh, ilâhî bir izindir, onunla yüce Yaratıcı'nın koruma altına aldığı yasak bölgeye girilir, yasak kalkar, haram iş helâl olur.
Nikâh, cimâyı zinadan ayıran ince bir çizgidir. Onunla yuva kurulur, eşler ayıplanmaktan kurtulur, aile âfetten korunur.
Nikâh, ilk insanla birlikte bütün insanlığa yüklenen en büyük bir emanettir.
Nikâh, bütün peygamberlerin ümmetlerine öğrettiği ilâhî bir vazifedir.
Nikâh, insan cemiyetini hayvan topluluğundan ayıran bir alâmettir.
Nikâh, insanlığın farkı, aklın gereği, aşkın edebi ve iffetin isbatıdır.
Nikâhın büyük kerametleri vardır.
Nikâhsız olarak yapılan haram ilişki, insanı ateşe götürürken, aynı iş nikâhla yapılınca hayır olur, nur çeker, sevap kazandırır, cennete girmeye sebep olur.
Haram ilişkiye Allah, melekler ve müminler lânet ederken, nikâh ile gerdeğe girenlere yüce Allah rahmet, melekler istiğfar, müminler de hayır dua etmektedir.
Haram ilişkinin cezası gazap, azap ve dayak iken; aynı iş nikâhla olunca, tebrik edilmekte, alkış tutulmakta ve adayların üzerine güller atılmaktadır.
İşte bu nikâh bütün hak dinlerin emridir.112
Rahmet Peygamberimiz'in (s.a.v) buyurduğu gibi: İki sevgiliyi nikâh gibi birbirine bağlayan ve kaynaştıran hiçbir şey yoktur.''113 Yüce Allah kadını kocası için, kocayı da hanımı için birer elbise yapmıştır. Bu elbise nikâhla giyilir.
Şuna da dikkat edilmeli. Nikâhta keramet vardır diye, birbirini yeterince tanımayan, rûhen hiç ısınmayan, fizikî olarak sevmeyen, fıtratları uyuşmayan, hedefleri farklı olan iki genci zorla evlendirmek doğru değildir. Nikâhta inceleme, istişare ve izin gereklidir. Yoksa keramet değil sevgiye ihanet olur.
Evlilik, Kur'an ve Sünnet'te emredilmiştir. Bütün İslâm âlimleri evlenmenin ilâhî bir emir olduğu konusunda görüş birliği içindedir.
Evlilik ilâhî bir kanundur. Fıtrattan gelen bir ihtiyaçtır. İnsanlık binasının temelidir. Bunun için Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyrulur:
''Aranızdaki bekârları evlendiriniz.''114
Bu âyet, bekârları evlendirme işini önce aile reislerine yüklemektedir. Ailenin reisi yoksa gençlerin amca dayı gibi diğer velileri, akraba çevresi, yakınları ve cemiyet bu işi üstlenmelidir.
Resûlullah (s.a.v), aile reislerine, evlenme zamanı gelen çocukların evlendirmelerini ve özellikle kız çocuklarında acele etmelerini tavsiye etmektedir. Uyarısı şöyledir:
''Ey Ali! Üç şeyi geciktirme: Vakti gelmiş namazı. Hazırlanmış cenazeyi. Dengini ve münasibini bulduğun genç kızın evliliğini.''115
Diğer âyette şöyle buyrulur:
''Kadınlardan size helâl olup hoşunuza gidenleri nikâhlayınız.''116
Evlilik, bütün peygamberlerin ortak sünnetidir. Bu konuda Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
''Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir: Hayâlı olmak, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak (ağız temizliği) ve evlenmek.''117
Bu konuda pek çok emir ve teşvik vardır. Bunlardan birinde Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, şöyle buyurmuştur:
''Ey gençler topluluğu! Sizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin; çünkü evlilik gözü ve ırzı harama karşı daha fazla koruyucudur.''118
Bu hadis, sadece bekâr erkeklere değil, aynı zamanda bekâr kadınlara da evlenmeyi tavsiye etmektedir.
İffetini korumak, haramdan korunmak ve terbiye olmak için nikâh kıyıp evlenen bir kimseye yüce Allah'ın özel yardım vaadi vardır. Allah Resûlü (s.a.v) evliliğin masrafından ve yükünden korkan fakir gençlere şu müjdeyi vermiştir:
''Üç kimse var ki onlara yardım etmeyi yüce Allah kendisi için bir borç kabul etmiştir. Bunlar şunlardır:
1. Allah yolunda cihada çıkan kimse.
2. İffet ve namusunu korumak için evlenen kimse.
3. Borcunu ödeyip kendisini kurtarmak için efendisiyle anlaşma yapan kimse.''119
112-İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, 3/5; Zühaylî, el-Fıkhü'l-İslâmî, 7/29.
113-İbn Mâce, Nikâh, 1.
114-Nûr 24/32.
115-Hâkim, Müstedrek, 2/162-163.
116-Nisâ 4/3.
117-Tirmizî, Nikâh, 1 (nr. 1000).
118-Buhârî, Savm, 10; Nikâh, 3; Müslim, Nikâh, 1.
119-Tirmizî, Cihâd, 20; İbn Mâce, Itk, 3; Ahmed, Müsned, 2/251; Hâkim, Müstedrek, 2/160.
NİKÂHIN GEREKTİRDİĞİ HAKLAR ve SORUMLULUKLAR
Dinen geçerli bir nikâh akdi yapıldıktan sonra eşler bazı haklara sahip olurlar; ayrıca her iki tarafın birtakım yükümlülükleri de başlar. Bunlar şunlardır:
1. Mehir
Nikâh ile koca karısına mehir vermekle yükümlü olur.
Mehir, nikâhta evet diyen kadına koca tarafından verilen bir maldır. Bunu vermek farzdır. Miktarı değil verilmesi önemlidir. En azı 10 dirhemdir. Bu da günümüz hesabıyla yaklaşık 30 gr. gümüş veya onun değeri paradır. En çoğu için bir sınır yoktur. Kocanın, mehir olmaya müsait olan ve gönül hoşluğu ile verebileceği her şey geçerlidir.
Mehir olarak verilen şey nakid para olabileceği gibi, değerli bir eşya, mal ve mülk de olabilir. Bu konuda yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
''Kadınlara mehirlerini (bir görev olarak) gönül hoşluğuyla verin.''120
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) evlenmek üzere olan bir erkeğe evleneceği kadına mehir vermesini emrederek şöyle buyurmuştur:
''Demirden bir yüzük de olsa ona ver.''121
Mehir nikâh kıyılırken belirtilmemiş ve hiç konuşulmamış da olsa, kadın onu hak eder. Mehir vermek kocaya vazife olur. Mehir konusunda aşağıda biraz daha geniş bilgi verilecektir.
120-Nisâ, 4/4.
121-Buhârî, Nikâh, 41 (nr. 4740).
2. Nafaka
Nikâh akdiyle koca, karısının geçimini temin etmekle yükümlü olur. Kadının nafakasını temin etmenin, kocanın yükümlülükleri arasında olduğu, Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle ifade edilmektedir:
''Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir.''122
Şu âyet de nafakanın ölçüsünü vermektedir:
''Zengin olan durumuna göre ailesinin nafakasını versin. Eli dar olan fakir de Allah'ın kendisine verdiği ölçüde ailesinin ihtiyaçlarını görsün. Allah herkesi ancak verdiği kadarıyla mükellef tutar. Bilin ki Allah, her güçlükten sonra bir kolaylık yaratır.''123
Kadının kocası üzerindeki haklarının neler olduğunu soran bir kişiye Peygamberimiz (s.a.v
Mürşid